24 Ocak 2010 Pazar

mesafe dediğin...

eski günler ne kadar güzeldi,
küçücük kasabamızda ne buluşmak sorundu, ne de eğlenmek çaba isterdi..
mesafeler hep yürüyüş uzaklığında, istediğin dostlar kolunu uzatma yakınlığında..
paylaşırdık, gülerdik, küserdik, koşardık..

"çocuklardık, parlak yıldızlardık.."

saftık, ama bilincimiz beynimizden büyüktü!
toz kondurmazdık düşüncelerimize, hayattaki duruşumuza, insanlığımıza ve içimizdeki insan sevgimize..
biz her zaman yaşımızdan büyüktük,
yaşımızı büyüttük de, şimdi küçüldük..
kocaman bir şehrin küçücük insanları,
dostluklara zaman ayıramaz, sıkışık zamanlarda ekonomik gülüşler beğenir olduk..

kendini bilmez hayat duruşlarını gördükçe zaman makinası olsun,
aman makina soğuk olmasın,
beni alsın sevdiğim zamanlara bıraksın istiyorum..

en azından bir süreliğine, arınmak için.
kültürü ve fiziği bir düzene sokmak, sağlam kafaya bir yürüyüş mesafesi ile ulaşmak için.

herşey iyi niyetle yürümüyor, peynir gemisi gibi yolda kalıyoruz..

eskiden ne kadar iyi niyetliydik,
ne yolda kalıyorduk, ne uzaklığı bahane ediyorduk..
kar kalınlığına, hatta gizli buzlanmalara inat,

tahamüllü ve dinamiktik,
mesafe dediğin, aşılasıydı.

şimdi zamanımız yok detaylarımız için,
biryerden diğer bir yere ulaşmak için.
oysa zaman dün de değerliydi, dün de su gibi akıyordu...

bir vardık, bir yokmuşuz demeden önce,
hayatı a noktasından b noktasına sürüklerken,
galiba sadece biraz durup düşünmek lazım...

not : beni biraz durup düşündürdüğün için teşekkürler part'ım.. :))
iş bu post; dünkü konuşmamıza ve eski güzel zamanlarımızdaki yokuş uzaklığımıza ithaftır.



Evvel zaman içinde dostlar, ağaçlara ev kurardık
Tatlı bir düş içinde bir yere bir göğe bakardık
Gönlümüz kuş gibiydi dostlar, dünyaya kanat açardık
Tutsak değildik zamana başına buyruk yaşardık...

Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman
Ay büyülüydü yakamoz deniz
Ardından koştuğumuz sonbaharlar
Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman
Artık dönemesek de geriye
Ardından koştuğumuz son zamandır

O zaman bu zamandır dostlar, ne ister neyi özleriz
Denizini arıyan akarsulara benzeriz
Pencereler bırak açık kalsın geceleri yağmurlar yağsın
Günebakan düşlerimiz yağmur sesiyle çoğalsın...

1 tropikal esinti var..:

The Conquest of the Polyconsoler dedi ki...

Part'ım,

Ben hala aramızda sadece 1 bayırlık mesafe var gibi hissediyor ve eklliyorum;

"seem like yesterday we were 16, we were the rebels of the rebel scene..."

Muck!
:)