7 Kasım 2010 Pazar

dünya dönüyor sen ne dersen de..

ben diyeyim yoğunluk ya da kuru kalabalıklık, siz deyin metropolik zaman kayıpları, adı her neyse, öyle bir kendine çekiyor ki insanı, yalnız kalabildiğin; deşifre olup çözülebildiğin alanları işte böyle ihmal ediyorsun.. gerçekten bu şehir insanı kafein gibi içine içine çektikçe ve ben yaka paça da olsa çıkmaya çalışmadıkça daha çooook hayıflanırım..

biraz metropolik çözümler bulayım o zaman diyorum, ama elime defter kalem almaya bile üşeniyorum.. yorgunum..

ne kadar çok şey yaşarsan o kadar tecrübeleniyorsun o ayrı ama her tecrübeyi de aldığın kararlarla ve seçtiğin yollarla sen şekillendiriyorsun aslında. dünya dönüyor ama aslında dönerken seni de çeviriyor.. sen de döndükçe birşeyleri daha görüyorsun.. hay bin çıkarım!

hattı zatında, dünya dönmeye devam ederken, ben de gördüklerime bir yenisini daha ekleyip yorulmaya, yorulurken yoğrulmaya devam ediyorum..ama çözümlemeler için üşenmeyip biraz daha çalışmalıyım sanırım..

post dünyasına hayırlı uğurlu olsun,
hayata bu sefer de başka bir tarafından bağlanıyorum :)



özel not. ben bu kadar yorgunum derken bir çırpıda yorgunluğu unutturan güzelliklerimin varlığını yadsıyorum sanılmasın! iyi ki doğmuşsun ve dünyam dönerken manzarama takılmışsın ;)

0 tropikal esinti var..: