31 Ekim 2015 Cumartesi

Bazen diyorum..

Bazen diyorum, farkında olmadan uzaklara doğru gidiyorsun ya, an'ın içinden kopuveriyorsun ve saniyenin bilmem kaçta biri hızında bir o kadar da çarpımından kilometrelerce uzağa.
İçtiğin nefis kokulu bir kahvede yakalıyor ya bazen bu yolculuk seni, bazense eline geçen bir fotoğraf karesinde, el yazısından bir kelimede ya da duyduğun bir melodide.. Bazen de yazarına hürmet okuduğun bir kitap dürtüveriyor omuzlarından.

Hayat hep bu duraklarda es verdiğinde daha bir hızlı akıyor gibi geliyor işte. Hele ki elinde, ceplerinde, yüzündeki muzip gülümsemende bir kova dolusu yapılacak listen hala varken, daha bir sıkıştırıyor göğsünü bu his.

Bazen diyorum, madem her kendi harikalar diyarımın dönüşünde böyle oluyorum da neden bir sonraki durağa kadar da es vermeden devam ediyorum gitmeye? Sol yanımdan geçen görüntüler çizgilere dönüyor, bazense görünmüyor bile. Hep bir telaş içindeki sağ yanımla, önümdeki çarpmamam gereken görüntülerle geçiyor iki durak arası.

Bu defa başka bir sefer olur mu bu yolculuk?
Neden olmasın temennisinde mi kalır? Yoksa biri o dolu kovaya bir tekme vurmadan ve başka bazenler biriktirmeden, listeden seçmeye başlasam mı?

Bazen diyorum, çok zaman kaybettin aslında, bazen de diyorum yapma, daha neler? geçen zaman olmasaydı bu kovada sudan öte ne birikirdi? Birikenlerle başla artık. Başka duraklara kadar bekleme.

Beklememeli madem, başlayalım.
E hadi artık.

no wonder you're late. WHY? This watch is exactly two day slow! Alice in Wonderland









1 tropikal esinti var..:

The Conquest of the Polyconsoler dedi ki...

Çok ihmal ettik buraları, bunları.