peki bu kadar farkında olup da ne diye kalkansız kılıç kullanırsın diye sormazlar mı adama.. sorarlar..ortalıkta bir sürü küçücük fıçıcık varken, gözünü kapayıp, elinin tersiyle de itemez ki insan..sorarlar..
oyunu kurallarıyla oynayan mı kalmış.. kurallara uymak mı yanlışmış, oyun yanlışın farkında olmak mıymış..
hayatın devrikliğine inat, -mış gibi yapıyorum,
ama hayat çizgilerimi artık taşırmadan boyayın lütfen..
dipnot:
...
kendini seçemiyorsun; bırakıp kaçamıyorsun
yazmadığın bir hikayede, uzun ya da kısa vadede
az biraz keşfediyorsun..
öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi,geride durabilmeyi öğreniyorsun...
ne gemiler yaktım; o kadar yandı ki canım sonunda karşıdan baktım..
ne göreyim kendime yıldızlardan daha uzaktım..
bu kızı yeniden büyütmeliyim....
...farkındayım...
2 tropikal esinti var..:
hayat çizgilerini taşırmadan boyamak nasıl güzel düşünülmüş bir şey bu ya.
"tebdil-i mekanda ferahlik vardır" diyeceğim farkındalığın karşısında ama ne demiş yine aynı Sezen "tebdil-i mekanda ferahlik yokmus aslinda"
Neyse biraz alakasız oldu ama bunu yazmak istedim hoşgeldin tekrar (:
neyseki acının yüzölçümü kadar kritik değil farkındalığım... mekan konusunda iki taraf da haklı ama mühim değil..hala kağıttan gemiler yapılır, borudan baloncuklar çıkarılır :)
Yorum Gönder