27 Aralık 2009 Pazar

yılın son pazar ertesisi...


herkesin cevap hakkı olsun, hak yerini bulsun dedim..
iş bu karikatürsel yaklaşım; bir önceki post'a atıf, yarına en güzel gönderme, alınan fevkalade cevaptır..!

hayatın cilvesi, yılın son şanlı pazartesisi için,
bu hafta çekilmeye değer...mi.. değer..! :))

23 Aralık 2009 Çarşamba

cevaplar dostum..

bazen yanıtlamasak diyorum, keyif bizim değil mi? ya da yanıtlarını aramasak soruların.. ya da sorular olmasa da -ki burada keyfin biri bin para- biz de eksikliğini hissetmesek cevaplarının..
bi taraftan da ne kalmış ki cevapsız, şikayet sorulara olsun diyorum..

cevapsızım bu aralar okur :)
hoş henüz doğru dizilimle sormadım soruları ama işin kötüsü sormaya da korkuyorum..
yarabbi diyorum, bu ne yaman bir çelişki diyorum, ama sormuyorum.

şu yılı bir kapatalım değil mi,
zira yıllar çabuk geçiyor,
seneler mi bize dar, yoksa hayal dünyalarımız mı çok geniş, nedir..??

cevabı olan :)

15 Aralık 2009 Salı

önler iyi ama arkalar ı-ıh..

temamız yılbaşı bu akşam..süsleri ağacıma özenle asarken, bir sene daha mı dedim.. şaka mı bu!
yine daldım, yine duruldum..
bi gülümsememde boğuldum, bir ağaç dallarının taşıma kapasitesi ile boğuştum..
çok güzel oldu!

aslında, önyüzün düzenlemesi bu ama benim ruhumun arka tarafları biraz dar bu akşam okur, niyesini bilmiyorum..
oysa ki salonum ışıl ışıl oldu, ağacım birbinden şirin ve parlak süslerle, bir yanıp bir sönen ışıklarıyla bana enerji vermek için nasıl da çırpınıp duruyor... yerim seni beeenn :)
ama benim ruhum dar, açım dar..
geniş ovalar ihtiyacındayım... yani sanırım...


belki de biliyorumdur.
amaaann..dünyamız kendimize yalan be okur..
bazı şeyler yapıştı mı ayrılmıyor yakandan, bazı düşüncelerse kafandan..
onlardan heralde, boğazlı kazak giymişim gibi daralmışlığım..

******

ben ki hiç sevmem, acaba kedi mi alsam bir de...? malum, bir kedim bile yok..

7 Aralık 2009 Pazartesi

ömürlüktür bazen bir aralık dediğimiz..

aralıktan aralığa fark vardır. Bir aralık oluverir bazı şeyler, ya da bir de bakmışsın aralık oluvermiştir.. zaman zaman bu aralıklar, zaman zamansa sene-i devri olan aralıklar hüzünlendiriyor içimi.. ne geçen zamana, ne de aralıklara dur diyebiliyorsun..

artık gittikçe hikaye kitabının sayfalarını çoğaltıyoruz.. kah güle, kah hüzünlene..ben de dırdırlanmayı kesip, artık renkli hikayeler yazayım diyorum..baktım sürpriz yapan yok, bu da benim kendime "beklenen" sürprizim olur! durduk yerde iyi ki doğarım okur, belli mi olur...

öyle ya, tarihin bazen tekerrürden ibaret olduğu zamanlarda, bir aralık çıkıveren geçmişe buruk bir gülümsemeyle bakmaktansa, yeni hikayelerle yoğrulmak gerekebilir.. mehmet abi'nin akerdeonuna geçmişten gelen tereddütlerle eşlik ederek, belki de yeniden "mihrabım diyerek"...


arada bir tazeleyelim olanı biteni..
yine yolumuza devam edelim..
bu da,
ömürlük aralıklara..
haydi "boncuk" hepberaber!