28 Nisan 2010 Çarşamba

şakacı nisan..

Nasılda şaşırabiliyoruz bazen düştüğümüz duruma, birileri gülebiliyor gülmesine de düşenin dostu olmuyor nüktesi tüm gerçekliğini korumaya devam ediyor. Bir yerlerde bir hata olmalı derken, o "an"lık düşünmemişim demek ki, bir yerlerde bir hata varmış, bu nisan şakası da bunun diyeti olmuş.. tarihi şaşmış ama "yalancık"tan da olsa yapayım da öyle kaçayım demiş.. bak sen!

kaybolan yılın alıp hayrını görmek serbest.
anlayana çok bile..
nedense hiç iyi dileğim yok,bu da taze tükendi :)
tacım da bi süreliğine suya düştü, taşlarını temizlemem zaman alacak..

ne diyim, büyük düşünür söylemiş zaten:

http://fizy.com/#s/10g21u

sadece dinlemek düşer..

25 Nisan 2010 Pazar

durum bildirimi

bence burda kuştan ötesi birşey var-olmalı..sadece durum bildirmek için sarılmıyoruz soluk almayı hatırladığımız her arada -sözde "an"ı paylaşmak için- iki satırlık kelime cambazlığına.. sadece bunun için oradayız diyen varsa da saygı duyarım ama inanmam :) bana sorarsanız, ki duyar gibiyim; giderek yalnızlaşırken hala kendi varlığımızı bağırmaya çalışmamızdır bunun açıklaması, adı kuş olmuş, yüz olmuş ne farkeder.. sonuçta hepsi haber vermek/almak süsü verilmiş, yalnızlık dışa vurumları.. acısı, çok fazlalığı.

son zamanlarda acaba ben de çok mu fazla oldum diye düşünürken, hatta aklımın alamayacağı herşeyi sorgularken,kocaman bir keşmekeş içinde nasıl da yapayalnız olduğumu farkettim. İtinayla yalnızım.. hoş; "an"ınında kıymetli olan herşeyi anılarda kaybetmeden sindirme çabam takdirlik o ayrı ama fena halde sanal bir dünya içinde kavrulmaktan biraz rahatsızım.. yılda bir kere coşan alerjim yeniden nüksetti, belki de bu aralar bundan rahatsız bir yalnızım.

@all istanbul'u bir sıkılan anlar bir de sıkılmayan.