20 Mayıs 2014 Salı

baharla karışık, bu bir başka hava..

Belki bu şehir, belki bu deniz havasıdır neden bilmiyorum ama içimde olup bitenler bir başka bugünlerde. Ondan mı cesaret yine döndüm dolaştım yollarına, ondan mı cesaret yine sarıldım kendime, onu da anlarız bakalım. Hafiften esiyor burada meltem, hem hafiften hem denizden.
Hem hevesli hem acemi hem kırılgan bir toparlanma ya da yeniden doğmalardayım sanırım, bir de "aklı havada"lardayım ki ona hiç değmeyin, hükümsüzdür.
sonbaharda başladı, kışı devirdi ve nihayet bahar da kaçtı içime evet, fena; çok fena.
Mevsimlerden fal tutuyorum.

Zaman da akıp gidiyor mu gidiyor arkadaş..!

Benimse yüzüm gökyüzünde, hayallerim cebimde,rüzgarı nefesime katıp dolanıyorum ortalarda..
hep bi küçük zamanlara birşeyler doldurmak telaşı ile koştururken, şimdilerde sindire sindire düşünüyorum, sindire sindire alıyorum nefesi.
Kimileri için küçük ama prenses için büyük adımlarla yürüyorum sahilboyu, hergün!
hal böyleykende aktı mı akıyor bir sürü cümleyle kendince yuvarlanan hayat.

Bildiğiniz döndüm geldim ben.
İç sesime biraz anıları kattım, biraz müzik, biraz şiir, biraz hikaye ekledim;
yoluma, yanıma bilmeden yoldaş olana, daha bir gülümseyerek.
ve daha bir ışıl ışıl..



12 Mayıs 2014 Pazartesi

bu da yesil caylı güzel izmir hikayesi..

az evvel batan güneşin arkasından bakıp, halime binlerce şükrün yanına, epeydir dinlenmeye aldığım gönlümü de koydum ve sarıldım tuşlara.
yeniden izmir hayatında ise insanın, nicedir kaybolduğu ve kahrolduğu bir istanbul ise gerisinde kalan, uzun uzun denizi seyretmenin, seyrederken ne kadar akreple yelkovan kavuşması olmuştur saymamasının vardır elbet nedeni..bir yandan yeni şehir kokusunu içine çekip, bir yandan yoldan geçenleri dalıyorsan seyre, bir yandan yeşil çayını yudumlarken yaseminli,bir yandan doluyorsa gözlerin, bir yandan da işte, zamanın pahasına düşünürsün.. ne kadar çok hikaye var dersin.

Bazıları bitmiş, bazıları yarım kalmış, bazıları hala yazılan kocaman bir hikaye rulosu gibi.Çektikçe birilerine denk geliyor, geldikçe de uzun uzun düşünüyorsun.
Bazen, bitenlere yeni sonlar yazma hevesin geliyor içine, içini bir kelebek ordusu sarıyor, sonra düşünüyorsun ve hevesin kaçıyor. Biraz daha çekiyorsun , bu kez yarım kalanlara bir son yazasın geliyor, korkuyorsun, elin gitmiyor. Bazense diyorsun ki kahramanları değiştirsem, biraz da yeni kahramanlar yaşatsam, sanki olmuyor, konuk kahramanın ötesine geçmiyor, sonra büyüsü kaçıyor.

Hikayeler kendi sonlarını kendi yazıyor aslında.. senin gücün buna yetiyor mu, bilmiyorum.
Görünenle gerçeklik, yazılanla yaşanan bir olmuyor. sonra geliyoruz aynı yere. var evet, "hayatta herşeyin bir nedeni var".
Her nedenin de başka bir hikayesi. her hikayenin başka bir kahramanı.
Belki o gün bu gün değil, bu yıl değil ama var bir nedeni.
Belki de gerçekten mutlu son değil, aslolan hikayenin değeri. ama yine de mutluluk bir varış noktası değil, mutluluk verdiğin kararlarla yol aldığın bir yaşam biçimi.

Tüm şehrin ışıkları denize vurdu şimdi.
Gökyüzünde de birkaç ışık var.. hareketli. ikinci yıldızdan sağa, sonra dümdüz.. sabaha kadar gidecek gibi..


merhaba yeni sayfalar.
merhaba yeni hikayeler.
kimbilir belki bir yerlerde yeniden aynı hikaye oluverirler...