3 Şubat 2008 Pazar

bir kahve molası da benden..

bugün öğleni günle birleşiren vakitte (ki iki gündür sabahı kaçırıyorum) edilen kocaman pazar kahvaltısı sonrası uzunca bir müddet bir arayışa giremedim haliyle, ve fakat gelin görünki kriz tatlı tarafımdan vurdu. İtina ile yapılan noktasal bir atış cheesecake browni zaferi ile sonuçlanırken, konu itibariyle ekte realitesi yaşanmış fotoğraf karelerinin arşivden çıkma vakti ziyadesiyle gelmişti artık...


ve karşınızda sıkıcı iş hayatımızın; iple çekilmekle birlikte zevkli hale getirmek için daha genişleterek kullanılması arzu edilen öğle tatili son dakika manzaraları:




(zira bu noktada reklama giremeyeceğim ama hakikaten kreatif ekibin ellerine sağlık :) değil mi kuzularrr)


kahve ve tatlı neden bu kadar iyi bir ikilidir,
bir o kadar zararlı,
bi o kadar da çekicidir???
peki tiramusu neden bu kadar kolay ağızda erir ve türk kahvesini gerçekten türkler mi keşfetmiştir...


sorularımdan fevkalade memnun bir şekilde kafamda binbir beyaz baloncuk, nedense tarihi tekerrür ettiği bu pazar akşamı dinlenme halini almaya kaçıyorum... farkettiyseniz bir pazar akşamı olağanüstü keyifsizlikle kalmışım adada, ha bir hafta geçti mi geçti elbet, ama yine bir haftasonu da geçti, üstelik çarçabuk!! entegrasyon tamamdır!


bknz dipnot vermeden geçemedim :

çünküüü pazarımızı kapatsakta hakkını yemeyelim şimdi o güzel cumartesi akşamının; soframızda mezelerimiz, akordiyonlu mehmet abimiz, Güven Kıraç ve dostalarıyla beraber ve solo şarkılarımız..nameler inlerken, "haydi 'Boncuk' hepberaber" şakıyalım ama arada"duyarım yazmışsın iki satır facebook, vermişsin trene halimi unutup" abiye de afiyetle kaldıralım... hatta "ya kendin gel, ya da mail gönder" değil mi ama :)) hatırlamaktan ziyadesiyle çekindiğimiz tek kare kalamar olsa da..


ay be saykokilırr,wowowo wowowowowo, nasıl bir karmaşa yaşamışız be!!
yok iyi geldi iyi :)
eğlendik.
kod adı m.o.j.o.