19 Haziran 2019 Çarşamba

İçimdeki Küçük Kız..


İlkokuldaydı ve henüz birinci sınıfın birinci haftasında..
Öğleden sonra bahçede oyun oynayacaklarını ve en sevdikleri oyuncaklarını evden almaları söylendiginde küçük kızın neşesine diyecek yoktu.
Tam gün bir okul, öğlen servisle eve gidilir, yemek yenir ve tekrar okula dönülürdü.
Eve gidildi, yemek yendi ve okula yine neşeyle dönüldü.
Buraya kadar herşey tamamdı, ta ki, aktivitesine en sevdiği oyuncak bebeğini evde unuttuğundan getirmeyip,
herkes bir heves en sevdiği oyuncakları ile oynarken kendisi bir bankta onları izleyip oyun saatini doldurana kadar.
Ne gündü!

*****

Peki ya,
30 yıldır o anı unutmayan içimdeki küçük kız, 'nasılsın' ?
...
'neden unutamadın' diye sordum,
Gülümsedi ve 'unutkanlığı yakıştıramadım' dedi kendime.
'Neden' dedim?
çünkü 'başkaları' onu öyle hatırlayacak , o başkaları aslında arkadaşları olacak ve o hep unutkan bir kız olarak kalacak diye.

*****

Kalbinden sarıldığım.
Zaten oldu olası asıl derdi kendi ile.
0, 'başkaları ne düşünür'leri olmasa herşeyi çok kolay sindirir, gölgesine hırslanmaz, kepenkleri indirmezdi ama,
o günkü 7'sinde neyse, şimdilerdeki 37'sinde de aynıydı işte.

*****

Çok olmadı, kafasını kaldırıp , düştüğü hayal kırıklıklarından uyanalı.
Uyandığında gördü ki; 'eksik hissetmek' korkusu bunun adı.
Hangi kuşak genden, hangi tepkiden, hangi doğum hadisesinden, hangi kişiden geldiği bilinmez olsa da artık teşhisi var.
Cesaretinden sarıldığım.
Ve uyanırken aslında gördü ki; bundan herkeste biraz var.
Bazısında benim gibi çok, bazısında kararında bir söylemde, bazısında ise kendini bilmez derecesinde.
Bunu da kendine itiraf etmek büyük mesele.

*****

Bence içimdeki küçük kız, 'kendi yörüngende başardığın şey büyük' diyorum.
Yaşadığın ve savaştığın da öyle.
Kendine dönme, kendini kabullenme hevesindeyiz, yolun yarısı dediklerini devirdiğimizden bugüne.
Kendimize hediye ettiğimiz en kıymetli hislerle.
Yeniden konuşuyoruz, düşünüyoruz birlikte.
Oyun oynayarak.
Keyif alarak.
Elden gelerek.
Çocukça abartarak.
Yetişkince akıl koyarak.
Tevekkülle daha kolay olacağını söylüyoruz birbirimize.
En çok da sen bana hatırlatıyorsun bendeki gücü, hatırlayınca da mutlu oluyorum.
Ben biriken keşkeleri silmeye çalışıyorum, senin hiç keşken olmamasından yüz bularak.
Sen de iki elin belimde taklitimi yapıyorsun.
Saflığından sarıldığım.
Gülüyorum.
Sanki bana sen ögretmemişsin gibi bu duruşu, sıyrılmasını da biliyorsun işin içinden.

*****

Artık daralınca yüzümü ona çevirdigimde, son on yıllardır başka yerlere akan enerjimin yönünü degiştiriveriyor, yeniden yapilanmaya gidiyorum.
Deniyoruz.
Özür diliyoruz.
Varsaydıklarımıza inat kibarca yoksayabiliyoruz.
Kibar olmamız da gerekmiyor.
Biz bizi biliyoruz.
Yakınlaşıyoruz ya da uzaklaşıyoruz.
Bir hayli de şükrediyoruz.
Başrabildiklerimiz de var, kabullendiremediklerimiz de , ama yolumuz güzel, sonunda da kenarlarında da hep ışık var, görüyoruz.
Gözlerimizin içine bakıp, gerçeğimizi samimiyetimizle seviyoruz.

*****

İyi ki varsın içimdeki küçük kız.
Sen bana, ben sana, biz hayata emanet.
İyi ki.

0 tropikal esinti var..: