5 Nisan 2019 Cuma

Uzun ince bir yolda..

Çok değil, 20 sene olmuş liseden çıkıp hayata adım atalı.
Yıllığa yazmıştım, "sıkı dur hayat ben geliyorum" diye.
O güzel gençlikle neyin dramını yaşıyorsam artık , öyle bir özgüven, öyle bir coşku ile.
Önce üniversitenin eski ama cidden çirkin binası ile vuruldum, sonra da yurt koridorlarının gereğinden fazla olan paylaşım dünyası ile yıkıldım.
Sonra ben burda ne yapıyorum, ne okuyorum, kim bu insanlar diye diye durumu taçlandırdım.
Ama olsundu.
Hayata sıkı dur diye ben ahkam kesmiştim , o da gerekeni yapmıştı, o zaman bunlarla ilgili bir derdim olamazdı.
Nitekim, olsa bile içinden çıkılacak hep bir yanyolu bulurdum.
Buldum da , bulduğumu sandım da, ama zamanın ve günün getirdiğinde en iyi tercih ne ise onu yaptım.
Ya da en iyi tercihi yaptığımı sandım.
Dönüp bakıp, şimdiki ben olsam diye düşündüğümde , imkan dahili tanımını orta direkle değiştiririr , yine de yan yolunda yan yolunu bulabilirmişim diyorum.
Ya da geri dönüşü olmayan ve aleyhine işleyen tek şeyin zaman olduğunu bilmek için yeterli muhakeme yeteğim olduğunu yoksaymış olmalıyım.
O anın doğrusunda odaklandığım her ne ise, hep bir adım sonrasına yatırım diye baktığım her ne ise, aslında ya birinden gördüğüm ya da olmamasındansa olsun peşinde olduğum içinmiş, farkına vardım.
İster kişisel gelişimim isterse kurduğum irili ufaklı tüm ilişkilerim için.
Güzel görünmüşlüğüne aldanmış , kendi doğrularım olmayabileceği ihtimalini vermemişim.
Özgüven mi demiştim ? hayata sıkı dur geliyorum derken?
Özgüvenli olamadığımı , başkaları için yaşadığımı ve bunun üzerini ise çok güzel kapattığımı anladım.
İçinde yaşarken de farkında olduklarım, aslında şu günün şartlarında zaman dahi ayırmayacaklarımmış mesela bunu kendime doğruladım.
İçinde yaşarken, yanından geçtiklerimdeyse, biraz daha üzerine gidebileceklerimin, sınırlarımı keşfedebileceğim bir sürü anın olduğunun ama bambaşka gerekçelerle yanından teğet geçtiğime de artık eminim.
Yaşadığım her an , mantığım ve kalbimin tatlı çekişmelerinde olmanın yolculuğundayım.
Yolculuğumu seviyorum.
Beni yoran kalbi kararlarıma, bazen ağır basan mantığıma, varmış gibi görünen kurallar setime, beklentilerime ve değerlerime yeni yönler arıyorum.
Değişmeyen tek şeçimim isyansızlığımı korumak oluyor ama bir farkla.
Şimdiye kadar isyan etmem gerekenin kendime doğru diye seçtiğim başkasının doğruları olabileceğini,
kendime hatırlattığım farklarla.
İşte şimdi anladığımda , çok değil 20 sene geçmiş derken o kadar rahat olamıyorum..
İçime dönüp, ışığı görmedim henüz ama,
Şükürü,
Şevkati,
Sağlığı ve şifayı önceliğime aldığım her haliyle, yolum güzel onu biliyorum.

0 tropikal esinti var..: