24 Ocak 2019 Perşembe

Anı'msasak da mı Saklasak?

Bazı anımsatıcılar olmasa, belki de 'en kıymetli' özelligimiz unutkanlığımız yüzünden hatırlamıyoruz birçok şeyi.
Sonra neden tarih tekerrürden ibarettir diye soruyoruz.
Şayet kayda alınmışsa ve hoş içerikse o kayda alınanlar, 'kayıtlı anımsama'nın en güzel yani, koskoca bir "iyi ki" geçirmek oluyor içinden.
İyi ki diyorsun , yazmışsın, çizmissin, boyamışsın, dinlemişsin, izlemişsin, koklamışsin, çekmişsin..
Ben bu tarafındayım. Hoş tarafında.
Sonra, öyle zamanların olduğunu farkediyorsun ki,
Küçük kırılımlarda koyulan noktalar mı dersin, noktalı virgülle açıklanmaya çalışılanlar mı?
Bir bakıyorsun hepsinin coşkusu aslında yaşandığı an'da kalmış, sen anımsatıcına şükür sadece şevkatle sarmalamayı seçiyorsun, anımsadığın her ne ise.

İşte öylesine karıştırdığım iyi ki' lerimin içinde hatırladım, küçük evimin, küçük salonunun bir zamanlarımın nasıl da terapi akşamlarıma döndüğünü..
O zamanlarda, zaman geçsin, hiç düsündürmesin, zaman kendime yetsin diye yazardım.
Bolca yazardım..
Daha üzgün ya da daha muhtaç hissettikçe daha da çok.. sanki yazdıkça cesaretim artardı.
Hayat besinim biraz azaldığında, onunla beslenirdim.
Ne iyi gelirdi.

Mesela, başka bir derdim de milyon küçük parça birleştirmekti.
O milyon sayıda küçük parçacıklari alır, günlerce masanın üzerinde birlestirmeye çalışır , kendisine şaheser tanımını yapacağım o son parçayı koyana kadar da sonsuz keyif alırdım.
Aynı mavileri sabırla birlestirip gökyüzünün en küçük ölçekli bulutunu olusturur , gülümser, kendimle gururlanırdım.
Birleşen her parçada artan cesaretimden olsa gerek , son parçaı koyunca olusan kendimce şaheserimi, çerçeveleyerek taçlandırırdım.
Hayat da böyle yapıp-bozmalardan, bozup-yapmalardan ibaret değil mi?
Düşünsenize ne kadar küçük parça var aslında etrafımızda..

Kayıtlı anımsamalarım bir taraftan da hatırlatıyor ki; aslında hayatımın kırılma dönemleri hep olmuş.
Benim de o kırılmalara hep bir cevabım. Cevaba giden yöntemlerin hepsinin -gururla- kendimce olduğu hem de.
Kırılmaların arası bazen kısa bazen uzun olmuş.
Kırılma bazen gerçekten kırıldığımdan, bazense gerçekten karmaşada boğulduğumdanmış.
Bazen de güzellikten satırları atlamaktanmış.
Ama hep bir gidiş yolu varmış. Düştüğümde kendi kendimi kaldırmamı sağlayan.
Şükür unsurum, hep kendime güvenmemi hatırlatanım.
Zaman tünelinden öylesine karşıma çıkarıp aklıma görüntüsü düştüğünde de 'iyi ki' dedirtenim.
Zaten yediğine içtiğine güvenin yokken, kendimi iyilikle besleyenlerim.

Anımsamak güzel o yüzden. Çünkü hayat bir akış. Kırılmalarla, başlangıçlarla, geçişlerle ve bitişlerle dolu.
O yüzden, yazmalı, çizmeli, boyamalı, koklamalı, birleştirmeli, fotoğraflamalı.
İz'lerin olmalı arkanda bıraktığın.
Belki de eskici kutularına koymalı üşenmeden, tıpı ilk gençlik zamanlarındaki gibi.
Ya da çerçeveleyip duvarlarına asmalı.
Gözünden uzak kalmasın ,gönlünden öteye kaçmasın diye.
Yapmalı ki, seni sen yapan parçaları ara sıra tarihin 't' anından çekip, şimdi'nle birleştirip, her eksilen parçan için kendini yeniden tamamlamalı.

*****
Bu günlerde de kırılan birşeyler var, ama ayakları belki de geçmiş 'on yıla meydan okurcasına' daha bir yere basıyor.
O yüzden dönüşen, dönüştüren her ne ise anlam katmaya çalışıyor, iz'leri daha da belirginleştirebileceğim zeminler arıyorum.
Zeminleri de güvene almaya.
O güvenli zeminlerin de güzel şeylere vesile olmasını gönülden diliyorum.

Önce kendime şevkatle, etrafımızı çevreleyecek iyiliklere niyetleniyorum.
Anımsayacağımız hoş anlarımız bol, hatırlattığında 'iyi ki'lerimiz çok,
O 'iyi ki'ler de hepimize şifa olsun.







0 tropikal esinti var..: